Türkiye’de Çocuk Yaşta Evliliklerin 25 Yılı

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye’nin, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü iş birliğiyle hazırladığı “Türkiye’de Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler: 1993- 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları Veri Analizi” raporu yayımlandı. Raporun, Türkiye’de çocuk evlilikleriyle mücadele ve savunuculuk çalışmaları için yol gösterici olması hedefleniyor.

20 Nisan 2021

Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Haber Merkezi

 

Dünyada her beş çocuktan biri evli. Her yıl 12 milyon kız çocuk evlendirilerek, eğitim, sağlık ve istihdam başta olmak üzere pek çok temel haktan yoksun bırakılıyor (UNFPA, SWOP 2020). Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler tüm dünyada kız çocuklara yönelik en zararlı uygulamalardan biri olarak karşımıza çıkıyor ve şiddetten uzak, sağlıklı, nitelikli ve parlak bir geleceğin önünde engel teşkil ediyor. Türkiye de bu zararlı uygulamanın yaygın olduğu ülkelerden biri. Türkiye’de şu anda 18-45 yaş arasındaki her beş kadından biri çocuk yaştayken evlendirildi. Çocuk yaşta evlenen her üç kadından biri çocuk yaşta anne oldu. Yine çocuk yaşta evlenen kadınların yarısı şiddete maruz kaldı.

UNFPA Türkiye, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü iş birliğinde, çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikleri önlemek adına atılacak tüm adımlara veri desteği sağlayabilmek adına 1993-2018 yılları arasında gerçekleştirilen “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları”nı inceledi ve çocuk yaşta evliliklere dair bir veri analizi yaptı. “Türkiye’de Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler: 1993-2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları Veri Analizi” ile evlenme yaşı, gebelik, doğum, anne ve bebek sağlığı, evlilik birliği içinde eşlerin tutumu gibi pek çok göstergeye dair 25 yıllık bir zaman dilimi içerisindeki bulgular ortaya konuldu.

Rapora göre, çocuk yaşta evliliklerin Türkiye’de son 10 yılda durağanlaşma trendine girerken, ilk evlenme yaşının zaman içinde artma eğiliminde olması ve 15 yaşın altında yapılan evliliklere nadir rastlanması gerçeğinin yanında; şu anda 20-24 yaşları arasındaki 18 yaşından önce evlenenlerin oranının yüzde 15 olması, konunun hala ciddi bir sorun olduğuna işaret ediyor. 20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenmiş her 10 kadından 9’u daha geç bir yaşta evlenmiş olmayı tercih edeceğini söylüyor.

Buna göre, şu anda 20-24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 15’i 18 yaşından önce evlendi. Çocuk yaşta evlenen/evlendirilen her 10 kadından üçü akrabalarıyla evlendi. Çocuk yaşta evliliğe maruz kalmış her beş kadından birinin eşi kendisinden 10 yaş veya daha büyük. Son 10 yılda çocuk yaşta evliliklerin özellikle yoksul hanelerde arttığı görüldü. 20-24 yaş grubunda, 18 yaşından önce yapılan evliliklerin yüzde 71’inde önce dini tören yapıldı. Aynı grupta başlık parasıyla evlenme oranı son 10 yılda (2008-2018) yüzde 24’ten yüzde 38’e yükseldi, yani çocuk yaşta evliliklerde başlık parasıyla evlenme oranı belirgin artış gösterdi.

Rapora göre, çocuk yaşta evlenen ve eğitim düzeyi düşük olan kız çocukların yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde istihdama katılım oranları da oldukça düşük. Türkiye’de, 18 yaşından önce evlenen kadınların son 25 yıl içinde istihdama katılımları daha da azaldı. 1993 yılındaki araştırmada her 100 kadından 75’i halen çalışmadığını belirtirken, 2018 yılında bu rakam 86’ya yükseldi. İstihdama katılanlar da çoğunlukla sosyal güvencesi olmayan işlerde çalışanlar. İstihdama katılmayan kadınların çalışmama nedenleri arasında ev işleriyle meşgul olmak, çocuk bakımı, eşin ve ailenin izin vermemesi ön planda. Raporda, son 10 yılda, 20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenen kadınların da dörtte birinin çalışmasına izin verilmediği ortaya konuldu. Son beş yılda ise, 20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenen kadınların kendine ait gelir ve mal sahipliğinin her 10 kadından ikisini geçmediği görüldü.

Rapor, çocuk yaşta evlenen kadınların, gebelik, doğum ve doğum sonrası bakımla ilgili sorunlarına da odaklanıyor. Buna göre, çocuk yaşta evlenmiş 20-24 yaş grubundaki her beş kadından dördü (yüzde 79) aile planlamasına ilişkin yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadan evleniyor. Her dört kadından üçü (yüzde 76) gebe kalınacak döneme dair doğru bilgiye sahip değil. Çocuk yaşta evliliğe maruz kalmış olan her beş kadından biri (yüzde 21) hiç gebeliği önleyici yöntem kullanmadı. Bu grupta yer alan, her üç kadından biri ise (yüzde 29) gebeliği önleyici herhangi bir yönteme nasıl ulaşacağını bilmiyor. Çocuk yaşta evlenmiş 20-24 yaş grubundaki kadınların yarısından fazlası (yüzde 54) ilk doğumlarını 18-19 yaşlarında, üçte biri ise (yüzde 33) 15-17 yaşında yaptı.

Rapor bu alanda yürütülen çalışmalara bilimsel temelli bir zemin oluşturabilmeyi ve çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklere yönelik önleme programları ve savunuculuk çalışmaları için yol gösterici olarak, bu mücadelenin güçlendirilmesini hedefliyor.

Çocuk Yaşta Evliliklerle Mücadele Programı Hakkında

“Türkiye’de Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler: 1993-2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları Veri Analizi” raporu, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Uluslararası Göç Örgütü (IOM), , Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından, İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı’nın (SIDA) sağladığı fon desteği ile yürütülen “Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesine Yönelik Birleşmiş Milletler Ortak Programı” kapsamında hazırlandı. BM kurumları bu program ile kadınların ve çocukların korunmasını sağlayan ulusal mekanizmaların güçlendirilmesi ile çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklere son vermeye yönelik olumlu sosyal normların desteklenmesi amacıyla hem önleme hem de müdahale faaliyetlerini, çok sektörlü ve bütüncül bir yaklaşımla sürdürüyor.

UNFPA Hakkında

UNFPA, 1971 yılından bugüne Türkiye’de, anne ve çocuk sağlığının teşviki, üreme sağlığı ve haklarını iyileştirme, toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi, kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve insani yardım alanlarında çalışmalar yürütüyor. UNFPA her gebeliğin istenilen gebelik olduğu, her doğumun güvenli gerçekleştiği ve her gencin potansiyelinin tamamını kullanabildiği daha eşit ve güvenli bir dünya için çalışıyor.

Kaynak: Birleşmiş Milletler Türkiye, turkey.un.org

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir